Yeni Doğum Yapmış Annelerin Yanındayız

Yeni Doğum Yapmış Annelerin Yanındayız

Bebeğinizi kucağınıza aldığınız anlardaki duygular anlatılamaz. Bebeğin dünyaya gelmesiyle birlikte yaşadığınız sevincin ardından bebeğin geleceğine ilişkin kaygılar kendini gösterecektir. İşte bu endişelerinizi azaltmak ve mutluluğunuza ortak olmak için anne olmak, çocuk bakımı, anne-çocuk ilişkisi hakkında sizleri desteklemek istiyoruz. İlk kez anne oldunuz bu ilk deneyiminiz ya da daha öncede anneliği deneyimlediniz; ilk söylenecek şey “mükemmel anne olmalıyım” kalıbından uzaklaşmanızdır. Çünkü bunun net bir tanımı olmadığından çocuğunuzu yetiştirirken yetersiz kaldığınızı düşünmek mutsuzluğunuza sebep olabilir. İlk günlerde etrafınızda birçok deneyimlerini aktaracak kişiler olacaktır. Bu söylenen deneyimler önemli olduğu kadar sizin kendinize ilişkin beklentilerinizi de gerçekçi olamayacak şekilde arttırabilir. Bu nedenle ilk andan itibaren sütünüzün gelmemesini, bebeğinizin kilosunu ya da boyunu, doğum sonrası bir çok bebekte görülen sarılık gibi durumları gözünüzde büyütüp, kendinizi suçlayıcı olmamalısınız. Siz rahat olduğunuz zaman duruma çözüm bulmak daha kolaylaşacaktır. Doğum sonrası hastaneden çıkıp eve geçilen süreçte annenin yalnız kalmaması zaten kültürümüzde var olan bir durumdur. Yalnız kalmamanızı öneriyoruz ama kendinize zaman ayırmanız gerektiğini belirtmek isteriz. Bebeğin doğumuyla birlikte sizin ruh sağlığınız daha önemli hale gelmektedir. Bebek merkezli olup kendinizi unutursanız bebeğinize de tükenmiş bir anne olacaksınızdır. Annenin beslenmesine özen göstermesi ama yine kulaktan dolma bilgilerle ya da internetten yapılan çeşitli araştırmalar sonucu gıda alımını da abartmamak gerekir. Her gün yarım saatte olsa dışarı yalnız çıkıp hava almaya çalışmanız ya da düzenli yürüyüşler metabolizmanıza iyi gelecektir. Anne olurken eş olmayı ihmal etmemek gerekir. Çünkü bebeğin doğumuyla birlikte eşlerde birbirlerinden uzaklaşabilirler. Her gün karı-koca birlikte vakit geçirmeye çalışmalısınız. Bunun yanı sıra birbirinizden duygu ve düşüncelerinizi saklamamalı; çocuğun bakımını paylaşmalısınız. İlk zamanlarda bebeğin daha çok anneye ihtiyacı olduğundan; bunaldığınızda çocuğu eşinize emanet edebilmeli, bu nedenle kaygılanmamalısınız. Önemli olan diğer nokta ise bebeğin anneyle kurduğu bağdır. Bağlanma, çocuk ve bakım veren kişi arasında gelişen; ilişki kurma, çocuğun bakım veren kişiyi arama ve yakınlık arayışı davranışları ile kendini gösteren, özellikle stres durumlarında belirginleşen, dayanıklı ve devamlılığı olan duygusal bir bağ olarak tanımlanmaktadır. İlk dönem anneyle kurulan ilişki çocuğun daha sonraki dönemlerdeki bağlanma tarzını belirler. Bağlanma karşılıklı bir ilişkidir. Bebeğin bir ihtiyacı oluşur ve ağlayarak bunu belirtirse, bakım veren kişi gelir ve bebeğini rahatlatır ve ihtiyaçlarını karşılar. Eğer bu döngü sürekli olarak tekrarlar ve bebeğin ihtiyaçları aynı bakım verici tarafından düzenli olarak karşılanırsa, bebekte temel güven duygusu oluşacaktır. Ancak, bundan sonra gelişimine devam edebilecektir. İhtiyacı olduğu zaman bebeğin ağladığını, ancak, ihtiyacının bu sefer annesi tarafından karşılanmadığı düzensiz ya da bu bebekle ilgilenen farklı bakım vericilerin olduğu durumlarda; ya da ihmâl edilmesi halinde bebekte güven duygusu yerine kimseye güvenmemesi gerektiğiyle birlikte öfke gelişir. Güvenli bağlanma için bebeğin ihtiyaçlarını uygun ve düzenli olarak karşılamanızın yanı sıra onunla konuşun bebeğinizin ilk doğduğu aylarda, alabileceğiniz tek karşılık, çoğu zaman boş bir bakış olsa da konuşmaya devam edin. Bebeğinizi pusetine ya da ana kucağına koyun ve birlikte yürüyüşlere çıkartın; yürürken de ona etrafta olup biteni anlatmayı ve göstermeyi unutmayın.8 aydan itibaren bebeğinize kitap okuyabilirsiniz. Her gün en azından birkaç dakika, hiçbir şey yapmadan, müzik olmaksızın, parlak ışıklar, oyuncaklar olmaksızın bebeğinizle yerde oturun. Bırakın içinden ne gelirse onu yapsın, sizinle dilediği gibi bağ kursun. Bebeğiniz büyüdükçe, yaptığı her şeyi sizin de tekrarlayıp tekrarlayamadığınızı görmek için, garip sesler çıkarmak, geriye doğru emeklemek ya da gülmek gibi aktivitelerle, tüm yaratıcılığını kullanacaktır. Sizde onu taklit edin. Televizyon ya da bilgisayar gibi teknolojik cihazları hayatınıza çok sokmayın, bebeğinizin sizinle direk kuracağı etkileşime ihtiyacı var. Not: Bebeğinizin doğumuyla birlikte ilk 10 gün duygusal değişikler, ağlamalar olabilir bunların normal olduğunu unutmayın ama bu iki haftadan fazla sürüyorsa doğum sonrası depresyon riskini azaltmak için bir yardım almanızı öneriyoruz.